Yumruk atarak öldürme, Türkiye’de ciddi bir suç olarak değerlendirilmekte ve ceza kanunları çerçevesinde hukuki nitelendirmeye tabi tutulmaktadır. TCK’ya göre, yumrukla öldürme suçu, kasten öldürme ile insan öldürme arasındaki farklar göz önünde bulundurularak ceza almaktadır.
Bu blog yazısında, yumrukla öldürebilme eyleminin hukuki sonuçları, cezanın belirlenmesinde etkili olan hafifletici veya ağırlıklandırıcı etkenler ve adli tıp raporunun rolü detaylandırılmaktadır. Yumruk atarak öldürme suçunun yasal süreci ve sonuçları üzerine bilgi sunan bu yazı, konunun önemine ve ciddiyetine dikkat çekmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun 87/4. maddesi, kasten yaralama fiilinin ölümle sonuçlanması durumunda uygulanır. Bu madde, failin öldürme kastı olmaksızın gerçekleştirdiği bir yaralama sonucunda mağdurun hayatını kaybetmesi halinde devreye girer.
TCK m.87/4 Hükmü

“Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Bu hüküm, failin yalnızca yaralama kastıyla hareket ettiği, ancak eyleminin ölümle sonuçlandığı durumları kapsar. Ölüm neticesi, failin kastı dışında, taksirle gerçekleşmiş sayılır.
Suçun Unsurları
1. Kasten Yaralama Fiili: Failin mağdura yönelik bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği yaralama eylemi.
2. Ölüm Neticesi: Yaralama fiilinin doğrudan sonucu olarak mağdurun hayatını kaybetmesi.
3. Nedensellik Bağı: Yaralama fiili ile ölüm arasında doğrudan bir illiyet bağının bulunması.
4. Kastın Sınırı: Failin kastı yalnızca yaralamaya yönelik olmalı; öldürme kastı bulunmamalıdır.
🧾 Sonuç
TCK m.87/4, failin yalnızca yaralama kastıyla hareket ettiği, ancak eyleminin ölümle sonuçlandığı durumları kapsar. Bu durumda, failin eylemi neticesinde mağdurun hayatını kaybetmesi, failin taksirle sorumlu tutulmasını gerektirir. Ancak, failin öldürme kastı bulunuyorsa, TCK m.81 (kasten öldürme) hükümleri uygulanır.
Yargıtay Uygulaması

Yargıtay, TCK m.87/4’ün uygulanabilmesi için failin kastının yalnızca yaralamaya yönelik olması ve ölümün bu fiilin doğrudan sonucu olarak gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/1029 E., 2018/38 K. sayılı kararında, sanığın kasten yaralama eylemi sonucunda mağdurun ölmesi durumunda, TCK m.87/4 uyarınca cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir.
Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/1254 E., 2018/354 K. sayılı kararında, sanığın mağdura basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yumrukla vurması ve mağdurun mevcut kalp-damar hastalığının aktif hâle gelmesi sonucu ölmesi durumunda, sanığın eyleminin TCK m.87/4 kapsamında değerlendirilemeyeceği, bunun yerine TCK m.85 uyarınca taksirle ölüme neden olma suçunun oluştuğu kabul edilmiştir.
Adli Tıp Raporunun Cezadaki Rolü

Yumruk atarak öldürme vakalarında, adli tıp raporu kritik bir öneme sahiptir. Bu rapor, olayın gerçekleştiği zaman zarfında mağdurun vücudunda meydana gelen yaralanmaları ve bu yaraların ölümle olan ilişkisini değerlendirmektedir. Adli tıp uzmanları, yumrukla yapılan darbelerin etkilerini detaylı bir şekilde araştırarak, olayın hukuki niteliğini belirlemeye yardımcı olurlar. Bu durumda doğru bir adli tıp raporu, mahkeme sürecinin sonuçlarını etkileyebilir. Avukat Efekan EFE hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.