İçindekiler :

Kasten yaralama, günlük hayatta en sık karşılaşılan şiddet suçlarından biridir ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenmiştir. Basit bir tabirle, bir kişiye kasıtlı olarak fiziksel acı vermek veya sağlığını bozmak, hukuken kasten yaralama suçu olarak tanımlanır. Bu suç tipinde korunan hukuki değer, bireylerin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğüdür. Bu makalede kasten yaralama suçunun kanuni tanımı, bu suçun cezası, nitelikli halleri (ağırlaştırıcı nedenleri) ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama kavramı ele alınacaktır. Herkesin anlayabileceği bir dilde ancak hukuki terimlere sadık kalarak hazırlanmış bu bilgiler, özellikle konu hakkında bilgi edinmek isteyenler için rehber niteliğindedir. Bursa ceza avukatı Avukat Efekan Efe, kasten yaralama suçu hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derlemiştir.
Kasten Yaralama Suçu Nedir? (TCK 86)
Kasten yaralama suçu, bir kişinin bir başkasına yönelik bilerek ve isteyerek bedensel zarar vermesi veya sağlığını ya da algılama yeteneğini bozması şeklindeki fiilleri ifade eder. Türk Ceza Kanunu m.86/1’de bu suçun temel şekli şöyle tanımlanmıştır: Bir başkasına kasten acı veren, onun sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi kasten yaralama suçunu işlemiş olur.
Burada önemli olan, fiilin kasten (yani bilinçli ve istenerek) gerçekleştirilmesidir. Failin yaptığı eylem sonucunda mağdurun bedenine acı verici bir etkide bulunması veya sağlık bütünlüğünü ihlâl etmesi, bu suçun oluşması için yeterlidir. Kasten yaralama suçu, aktif bir davranışla (örneğin vurma, darp etme gibi) işlenebileceği gibi, bazen ihmalî bir davranışla (yapması gereken bir şeyi yapmayarak) da işlenebilir. Önemli olan, ortaya çıkan sonucun fail tarafından öngörülüp istendiğidir. Kasten yaralama suçunun taksirle (dikkatsizlik veya ihmal sonucu, kasıt olmadan) işlenen şekli ise ayrı bir suç olarak TCK m.89’da düzenlenmiştir; dolayısıyla burada bahsedilen kasten yaralama, sadece kasıtlı eylemleri kapsamaktadır.
Uygulamada kasten yaralama suçuna sıkça kavgalarda, aile içi şiddet vakalarında veya herhangi bir husumet sonucunda fiziksel saldırı olaylarında rastlanır. Örneğin, basit bir yumruk darbesiyle başka bir kişiye zarar veren kimse de, ağır bir alet kullanarak ciddi şekilde yaralayan kimse de sonucu kasten oluşturduysa bu suçtan sorumlu olacaktır. Avukat Efekan Efe, bu suçla ilgili soruşturma ve dava süreçlerinde mağdur veya şüpheli konumundaki müvekkillerine hukuki destek sunarken, öncelikle eylemin kasten yapılıp yapılmadığının ve meydana gelen zararın boyutunun doğru tespit edilmesinin kritik olduğunu vurgulamaktadır.
Kasten Yaralama Suçunun Cezası Nedir?

Kasten yaralama suçu için kanunda öngörülen cezalar, suçun temel haline mi yoksa basit (daha hafif) haline mi girdiğine göre farklılık gösterir. Ayrıca suçun kimseye karşı işlendiği ve sonuçları da cezanın miktarını etkileyebilir. TCK 86. maddeye göre kasten yaralamanın cezasını iki ana kategoriye ayırabiliriz:
- Temel (Basit olmayan) Halin Cezası: Mağdurda meydana gelen yaralanma basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde ise veya fiil bu ağırlıkta sonuç doğurmuşsa, bu durumda suçun temel hali oluşur (TCK 86/1). Kasten yaralamanın bu şeklini işleyen fail, bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu, kanunun öngördüğü temel ceza aralığıdır. Suçun bu temel hali, şikâyete tabi değildir; yani mağdur şikâyetçi olmasa bile devlet tarafından re’sen soruşturulur ve kovuşturulur. Ancak bu temel hal, uzlaşma kapsamındadır. Yani taraflar (fail ile mağdur) arabuluculuk benzeri bir yöntemle uzlaşarak davayı düşürebilirler. Bursa ceza avukatı tarafından yürütülen ceza davalarında, uzlaşma imkânı olduğunda bu süreç dikkatle değerlendirilmekte; uzlaşmanın faydalı olup olmayacağı somut olaya göre tartılmaktadır.
- Basit (Hafif) Halin Cezası: Kasten yaralama fiili sonucunda mağdurda oluşan zarar basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif ise, bu durum kanunda daha hafif bir yaptırıma tâbi tutulmuştur (TCK 86/2). Bu halde suç şikâyete tabidir; yani mağdurun şikâyeti olmazsa fail cezalandırılamaz. Şikâyet süresi, mağdurun suçu ve faili öğrendiği tarihten itibaren genellikle 6 ay olarak uygulanır, bu süre içinde şikâyet olmazsa dava açılamaz. Ceza ise bu hafif yaralama durumunda altı aydan bir yıl altı aya kadar hapis veya adli para cezası şeklinde öngörülmüştür. Kanunun koyucu, burada hapis cezasını kısa tutarak veya paraya çevirme alternatifi sunarak, daha hafif neticeli kasten yaralamalara daha esnek bir ceza politikası uygulamıştır. Ancak önemli bir ayrıntı: Suçun kadına karşı işlenmesi halinde, bu basit yaralama durumunda dahi verilecek hapis cezasının alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Yani mağdur kadınsa, faile en az dokuz ay hapis cezası verilir (adli para cezası veya 6 ay gibi daha düşük hapis seçenekleri fiilen ortadan kalkmaktadır). Bu kural, özellikle kadına yönelik şiddet vakalarında cezasızlığı önleme amacı taşır. Basit hal de uzlaşma kapsamındadır; eğer mağdur isterse uzlaştırma süreci uygulanabilir ve taraflar anlaşırsa ceza davası düşebilir.
Yukarıda belirtilen ceza miktarları, kanunun öngördüğü yasal aralıklardır. Hakim, somut olayın özelliklerine göre bu aralıklar içinde bir ceza tayin eder. Failin geçmiş sabıka durumu, suçun işleniş şekli, yargılama sırasındaki tutum ve davranışları gibi takdiri indirim veya artırıma yol açabilecek faktörler de göz önünde bulundurulur. Ayrıca 2 yılın altındaki hapis cezalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi gibi müesseselerin de koşulları oluştuğunda uygulanabileceğini belirtmek gerekir. Avukat Efekan Efe, kasten yaralama suçundan yargılanan kişilerin alabileceği ceza miktarının somut duruma göre değişeceğini, bu nedenle her vakada profesyonel hukuki değerlendirme yapılmasının önem taşıdığını ifade etmektedir.
Kasten Yaralama Suçunun Nitelikli Halleri (TCK 86/3)
Kanun, bazı durumları nitelikli hal kabul ederek kasten yaralama suçunun cezasının daha ağır olmasını öngörmüştür. TCK 86/3 uyarınca, aşağıdaki durumlarda işlenen kasten yaralama suçu, basit hale kıyasla daha ağır cezalandırılır:
- Yakın akrabaya karşı işlenmesi: Suçun üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı işlenmesi. (Üstsoy-altsoy kavramları, anne-baba ile çocukları ve torunları gibi doğrudan hısımları ifade eder.)
- Kendini savunamayacak kişiye karşı: Suçun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan bir kişiye karşı işlenmesi. (Örneğin ağır engelli, yaşlı veya baygın birine saldırılması bu kapsamdadır.)
- Kamu görevi nedeniyle: Suçun, mağdurun yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi. (Mağdurun memur olması yeterli değildir; saldırının, mağdurun yaptığı işten duyulan husumetten kaynaklanması gerekir. Örneğin bir hakimin verdiği karar nedeniyle darp edilmesi.)
- Kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanarak işlemesi: Failin bir kamu görevlisi olup, sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle suçu işlemesi. (Örneğin, polis yetkisini aşarak vatandaşı kasıtlı yaralarsa, bu nitelikli hal kapsamında değerlendirilecektir.)
- Silahla işlenmesi: Suçun silah kullanılarak işlenmesi. (Silah kavramı kanunda geniş yorumlanır; ateşli silahlar, bıçak gibi kesici aletler veya sopa, taş gibi saldırı amacıyla kullanılan aletler de silah sayılabilir.)
- Canavarca hisle işlenmesi: Suçun canavarca hisle veya eziyet çektirerek işlenmesi. (Failin insanlık dışı bir saikle, mağdura özel ızdırap verecek şekilde hareket etmesi kastedilir. Bu hal, 2020’de kanuna eklenmiştir ve en ağır değerlendirilen nitelikli hallerdendir.)
Yukarıdaki ağırlaştırıcı nedenler mevcutsa, kanun kasten yaralama suçu için daha yüksek ceza öngörür. Bu hallerin varlığında suç, şikâyete bağlı olmaksızın kovuşturulur (yani mağdurun şikâyeti olmasa bile devlet davayı sürdürür). Ayrıca bu nitelikli haller uzlaşma kapsamı dışındadır – taraflar aralarında anlaşsalar bile devlet kamu düzenini ilgilendiren bu ağır fiili cezalandırmakta kararlıdır.
Cezanın ne kadar artırılacağı hususuna gelince: Kanun, nitelikli hallerin söz konusu olduğu durumlarda, temel cezayı yarı oranında artırmayı öngörmektedir. Yani hâkim önce suçun temel haline göre bir ceza belirler, sonra yukarıdaki durumlardan biri varsa bu cezayı %50 arttırır. Ancak eğer suç canavarca hisle işlenmişse, kanunda özel olarak belirtildiği üzere, ceza bir kat artırılır (yani %100 arttırılır, diğer bir ifadeyle iki katına çıkarılır). Örneğin, canavarca his olmaksızın silahla yaralamada 2 yıl hapis öngören bir mahkeme, yarı oranında artışla cezayı 3 yıla çıkaracaktır. Aynı fiil canavarca hisle de işlendi ise, bu kez 2 yıl iki katına çıkarılarak 4 yıl hapis cezasına hükmedilecektir.
Bursa ceza avukatı tecrübesiyle bilinen Avukat Efekan Efe, nitelikli hallerin uygulanmasında mahkemelerin olayın tüm koşullarını dikkate aldığını, özellikle canavarca his gibi sübjektif yönü olan kavramların somut delillerle desteklenmesi gerektiğini belirtmektedir. Zira, suçun nitelikli sayılması cezada ciddi artışlara yol açtığı için, bu durumun iddianamede doğru nitelendirilmesi ve savunmanın da buna göre yapılması gerekir.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Nedir?

Kasten yaralama suçunda, failin eylemi beklenenden daha ağır sonuçlara yol açmış olabilir. Kanun, meydana gelen sonucun vahametini ayrı bir değerlendirmeye tabi tutarak, cezayı sonuçlara göre artırmaktadır. İşte bu duruma “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” denir. Bir başka deyişle, failin kasten yaralama fiili, öngörülebilir olmak kaydıyla, mağdurda çok daha ciddi bir zarara sebep olmuşsa, suçun niteliği ağırlaşır. Bu düzenleme TCK 87. maddede yer almaktadır ve kasten yaralama fiilinin yol açtığı kalıcı veya hayati zararlar için özel cezalar öngörür.
Kanuna göre, kasten yaralama sonucunda mağdur aşağıdaki ağır neticelerden birine maruz kalmışsa, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama durumu söz konusudur ve ceza bu sonuca göre artırılır:
- Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması (örneğin kalıcı kısmi görme kaybı, işitmede sürekli azalma gibi durumlar).
- Mağdurun konuşma yeteneğinin sürekli zorluğa uğraması (konuşmasında kalıcı bozukluk meydana gelmesi, ancak tamamen konuşma kaybı değil).
- Mağdurun yüzünde sabit iz kalması (yüzde kalıcı ve belirgin bir yara izi oluşması).
- Mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durum ortaya çıkması (yaralama sonucu hayati tehlike geçirecek derecede ağır yaralanma, örneğin iç organ yaralanmasıyla yoğun bakım gerektiren durumlar).
- Suçun gebe bir kadına karşı işlenip de mağdur kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olunması (fail hamile kadına şiddet uyguluyor ve doğum zamanından önce gerçekleşiyor; bebek erken doğuyor).
Yukarıda sayılanlar ise neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamanın daha ağır neticeleri olarak düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, bu durumlar mağdur açısından telafisi çok güç veya imkansız zararları ifade etmektedir. Kanun koyucu, failin amacı öldürmek olmasa bile, eğer kasten yaralama böyle çok ciddi sonuçlar doğurursa, oluşan neticeden failin de sorumlu tutulmasını uygun görmüştür. Önemli olan, failin gerçekleştirdiği eylemle bu sonuçlar arasında nedensellik bağının bulunması ve bu ağır neticenin fail tarafından öngörülebilir olmasıdır. Örneğin, birini bıçaklamak amacı sadece yaralamak olsa da, mağdur bu yüzden ölürse fail “öldürme kastı yoktu” diyerek daha az ceza alamaz; öngörülebilir bir netice olan ölüm gerçekleştiği için neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamadan sorumlu olur.
Son olarak, kemik kırılması veya çıkığı ve ölüm halleri de neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama kapsamında özel olarak düzenlenmiştir. Mağdurda yaralama sonucu bir kemik kırığı veya çıkığı meydana gelmişse, bu kırık veya çıkığın vücuttaki hayati fonksiyonlara etkisine göre cezada artış yapılabilir. Eğer kasten yaralama sonucunda mağdur hayatını kaybetmişse (ölüm meydana gelmişse), bu durum en ağır netice olarak değerlendirilir ve cezası kanunda ayrı belirlenmiştir.
Sonuç ve Hukuki Destek

Kasten yaralama suçu, basit bir kavga sonucunda oluşabilecek hafif yaralanmalardan, çok ciddi kalıcı zararlara veya ölüme varan geniş bir yelpazedeki fiilleri kapsar. Kanun, bu suçun işleniş şekline ve sonuçlarına göre farklı cezai yaptırımlar öngörerek adaletin sağlanmasını amaçlamıştır. Her ne kadar yukarıda genel çerçevesi çizilmiş olsa da, her olayın kendine özgü koşulları bulunmaktadır. Özellikle nitelikli haller veya ağır sonuçlar söz konusuysa, yargılama sürecinde uzman bir hukuki değerlendirme elzemdir.
Bu tür bir suçla karşılaşanlar – ister mağdur olsun ister fail konumunda – haklarını korumak ve doğru adımları atmak için bir ceza hukuku avukatından danışmanlık almalıdır. Bursa’da ceza hukuku alanında çalışan Avukat Efekan Efe, kasten yaralama ve benzeri şiddet suçlarıyla ilgili soruşturma ve davalarda müvekkillerine kapsamlı hukuki destek vermektedir. Unutulmamalıdır ki, etkin bir savunma veya müdafaa, kanunların doğru uygulanması ve adil bir sonuca ulaşılması için şarttır. Bu nedenle, kasten yaralama suçu ile ilgili herhangi bir hukuki sorununuzda bir Bursa ceza avukatı ile görüşerek yasal haklarınızı öğrenmeniz ve gerekli adımları vakit kaybetmeden atmanız tavsiye edilir.