Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenen ve bireylerin onur, şeref ve saygınlığını korumayı amaçlayan bir ceza hukuku normudur. Günlük hayatta sıkça karşılaşılan hakaret fiilleri, hukuken hakaret suçu kapsamında değerlendirilerek cezai yaptırıma tabi tutulmaktadır. Bu makalede hakaret suçu nedir, hangi hallerde cezası artırılır, özellikle internet üzerinden işlenen hakaretler nasıl değerlendirilir ve hakaret suçunun ön ödemeye tabi olup olmadığı konuları ele alınacaktır. Amaç, genel okuyucu kitlesine akademik düzeyde ancak anlaşılır bir şekilde hakaret suçu hakkında kapsamlı bilgi sunmaktır.
Hakaret suçu nedir?

Hakaret suçu, TCK md. 125’te “Şerefe Karşı Suçlar” bölümünde tanımlanmıştır. Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını zedeleyebilecek şekilde somut bir fiil veya olgu isnat etmek ya da sövme yoluyla değersizleştirmek suretiyle işlenir. Kanun maddesi uyarınca, böyle bir fiili işleyen kişi üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Suç tipik olarak iki şekilde gerçekleşebilir:
Somut fiil veya olgu isnadı ile hakaret: Mağdura yönelik olarak, ispatlanabilir nitelikte belirli bir eylem ya da olgu isnat edilmesidir. Örneğin bir kişiye “sen hırsızlık yaptın” demek somut bir fiil isnadı olup, kişinin şeref ve saygınlığını zedeleyici nitelikte ise hakaret suçu oluşur. İsnat edilen fiilin doğru olup olmaması kural olarak önemli değildir; kişi gerçekte hırsızlık yapmış olsa bile bu şekilde itham etmek onun onurunu rencide ediyorsa hakaret suçu sayılır. Ancak belirli durumlarda isnadın ispatı (TCK md. 127) mümkündür; örneğin isnat edilen somut fiil kamu göreviyle ilgiliyse ve ispatlanırsa ceza verilmez.
Sövme (genel ve soyut hakaret) ile hakaret: Mağduru hedef alan aşağılayıcı ve değersizleştirici sözcükler veya küfürler sarf edilmesidir. Örneğin “şerefsiz”, “haysiyetsiz”, “aptal”, “geri zekâlı” gibi onur kırıcı sözler doğrudan hakaret suçunu oluşturur. Kişiyi küçük düşürmek amacıyla kullanılan hayvan isimleriyle hitap etmek de (“köpek”, “eşek” vb.) hakaret kapsamına girer. Bu gibi sözler mağdurun toplum içindeki itibarını zedelemeye matuf olduğundan, hukuken hakaret suçu sayılır. Buna karşılık, kaba veya nezaketsiz fakat onur kırıcı düzeye ulaşmayan ifadeler hakaret kapsamına girmeyebilir. Örneğin yalnızca “terbiyesiz” ya da “saygısız” demek gibi nezaket sınırını aşan ama kişiyi somut olarak değersizleştirmeyen sözler, Yargıtay içtihatlarına göre hakaret suçu teşkil etmeyebilir.
Mağdurun yokluğunda (gıyabında) hakaret özel bir durumdur. Eğer hakaret sözü mağdurun bulunmadığı bir ortamda söylenmişse, kanun bunun cezalandırılabilmesi için en az üç kişinin bu hakareti duymuş veya öğrenmiş olmasını şart koşar. Örneğin, mağdurun olmadığı bir toplantıda ona hakaret eden failin sözlerini en az üç kişi işitirse gıyapta hakaret suçu oluşur. İki kişi duyarsa veya sadece dedikodu mahiyetinde kalırsa kanunen hakaret suçu oluşmuş sayılmaz.
Buna karşılık, hakaret mağdurun yüzüne karşı (huzurunda) veya doğrudan ona iletilecek biçimde yapılmışsa, tek bir kişi (bizzat mağdurun kendisi) duymuş olsa bile suç oluşur. Kanun ayrıca ileti yoluyla hakaret halini de düzenlemiştir: Mağdura hitaben sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti (örneğin mektup, SMS, e-posta, WhatsApp mesajı) gönderilerek hakaret edilmesi de yüzüne karşı hakaret gibi değerlendirilir ve aynı ceza uygulanır.
TCK 125 maddesinde ayrıca nitelikli hakaret halleri öngörülmüştür. Şayet hakaret fiili bazı özel saik ve durumlarla işlenirse, yaptırım ağırlaşmaktadır. Kanuna göre hakaret suçunun:
- Kamu görevlisine görevinden dolayı işlenmesi (md.125/3-a),
- Kişinin dinsel, siyasi, sosyal inanç, düşünce veya değerlerini açıklaması, benimsemesi, değiştirmesi veya yaymaya çalışması nedeniyle işlenmesi (md.125/3-b),
- Kişinin mensup olduğu dine göre kutsal sayılan değerler hedef alınarak işlenmesi (md.125/3-c),
hâlinde, verilecek cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. Yani bu durumlarda hakaret suçu işleyen kişi en az 1 yıl hapis cezası alacak şekilde cezalandırılır (hakim daha alt bir ceza veremez). Bu hüküm, sayılan durumların toplumda daha vahim sayılması nedeniyle getirilen bir caydırıcı düzenlemedir. Ayrıca bu nitelikli haller şikâyete tabi değildir; örneğin kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret edildiğinde, mağdur şikâyet etmese de devlet doğrudan davayı yürütür.

Hakaretin alenen işlenmesi halinde cezası
Hakaret fiilinin alenen işlenmesi, yani herkesin duyabileceği/ görebileceği kamusal bir ortamda veya geniş bir kitleye açık şekilde gerçekleştirilmesi, suçun cezalandırılmasında artırıcı bir etkendir. TCK md.125/4’e göre hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza, yarı oranının altıda biri kadar artırılır. Bu yaklaşık %16’lık bir artış demektir. Örneğin hakaret suçu nedeniyle temel ceza 1 yıl hapis olarak belirlenmişse, eylem alenen gerçekleşmişse ceza 2 ay (1 yılın 1/6’sı) artırılarak 1 yıl 2 ay hapis şeklinde uygulanır.
İnternet üzerinden hakaret

İnternet veya sosyal medya üzerinden hakaret, günümüzde en sık rastlanan hakaret biçimlerinden biri haline gelmiştir. Hukuken, internet ortamında işlenen hakaret suçu da TCK 125 kapsamında değerlendirilir; sadece işlendiği mecra farklıdır. Türk Ceza Kanunu, teknolojik gelişmelere uyum sağlamak adına hakaret suçunun iletişim araçlarıyla işlenmesini de açıkça hükme bağlamıştır. Dolayısıyla, internetten veya sosyal medyadan yapılan hakaretler de hakaret suçu sayılır ve benzer şekilde cezalandırılır.
İnternet üzerinden hakaret çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir:
- Sosyal medya paylaşımlarıyla hakaret: Fail, Facebook, Twitter, Instagram gibi bir platformda bir gönderi, yorum veya tweet aracılığıyla bir başkasına hakaret edici ifadeler kullanabilir. Eğer bu paylaşım genel erişime açıksa (örneğin herkese açık bir tweet ya da yorum), fiil alenen hakaret kapsamında değerlendirilir. Bu durumda yukarıda değinilen 1/6 oranında ceza artışı uygulanır. Bir sosyal medya platformunda belirli bir kişiyi hedef alarak “onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek” sözler yazmak, o ortam kamusal niteliğe sahipse aleni hakaret suçu oluşturacaktır. Nitekim Yargıtay, herkesin katılabildiği veya görebildiği internet ortamlarında yazılan hakaret içeriklerini aleni kabul etmektedir.
Ön ödemeye tabi midir?
Ön ödeme, ceza hukukunda bazı hafif suçlarda sanığın belirlenen bir para miktarını devlet hazinesine ödeyerek dava sürecinden kurtulmasını sağlayan bir prosedürdür. Bu, ceza yargılamasını hızlandıran ve taraflara pratik bir çözüm sunan bir uygulamadır. Peki hakaret suçu ön ödemeye tabi midir? Kural olarak hakaret suçu, cezasının üst sınırı itibariyle ön ödeme kapsamına girmeyen bir suç gibi görünse de, yapılan yasal düzenlemeler sonucunda bazı hâlleri ön ödemeye tabi tutulmuştur.
Türk Ceza Kanunu’nda 2019 ve 2022 yıllarında yapılan değişikliklerle hakaret suçunun belirli bir alt türü ön ödeme kapsamına alınmıştır. Özellikle, mağdura sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret (TCK 125/2) fiili için ön ödeme imkânı tanınmaktadır. Bu şu anlama gelir: Eğer fail, hakaret fiilini doğrudan mağdura gönderdiği bir mesaj, mektup, e-posta, SMS vb. yoluyla işlemişse (yani fiil aleni değil ve mağdura karşı iletiyle hakaret söz konusuysa), savcılık soruşturma aşamasında faili ön ödeme yapmaya davet edebilir.
Ön ödeme miktarı, kanunda öngörülen cezanın alt sınırı esas alınarak hesaplanır (genellikle kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesiyle belirlenen bir tutar). Fail bu tutarı belirlenen süre içinde ödediği takdirde, soruşturma veya kovuşturma yapılmaz, dava açılmışsa düşürülür. Böylece fail hapis cezası almaktan ve adli siciline işlenmesinden kurtulur.
Sonuç olarak, hakaret suçunun özellikle doğrudan ileti yoluyla işlenen şekli ön ödemeye tabidir. Bu yöntem, suçun niteliği gereği uzlaşma kapsamına girmeyen (iletiyle hakarette uzlaştırma uygulanmıyor) durumlarda, yargılamaya gerek kalmadan dosyanın kapanmasını sağlamaktadır. Hakaret suçu nedeniyle bir soruşturmayla karşı karşıya kalındığında, ön ödeme seçenekleri ve diğer haklar konusunda bilgi sahibi olmak önemlidir. Bu süreçte hukuki yardım almak, hak kaybını önlemek açısından faydalı olacaktır. Nitekim Avukat Efekan Efe Bursa Ceza Avukatı olarak hakaret suçu alanında müvekkillerine sürecin her aşamasında profesyonel destek sunmakta; soruşturma ve dava aşamalarında gerekli savunmayı ve yol göstericiliği yapmaktadır. Hakaret iddiasıyla karşılaşan veya böyle bir suçun mağduru olan kişilerin, haklarını etkin biçimde kullanabilmek için uzman bir ceza avukatından danışmanlık alması önemle tavsiye edilir.